3 Haziran 2012 Pazar

GÜNÜMÜZÜN İMAN EDEN BİLİM ADAMLARI


20. yüzyılda bilimde büyük ilerlemeler kaydedilmiş ve yüzyıllardır sır olan pek çok bilgi açığa çıkmıştır. Ve ilerleyen bilim, açıkça bir gerçeği göstermiştir: Yaratılış Gerçeği.
Her bilimsel bulgu evrende var olan canlı ve cansız tüm varlıklardaki kusursuz tasarımı, düzeni ve planı göstermektedir. Bu bulgulara bizzat şahit olan birçok bilim adamı ise tüm evrenin tasarımının üstün bir Aklın ürünü olduğunu görmüş, herşeyin sonsuz kudret sahibi Allah tarafından yaratıldığını anlayarak, Yaratılış Gerçeği’ni savunmuştur.

Bugün, başta ABD olmak üzere, batılı ülkelerde inançlı bilim adamları tarafından kurulmuş olan birçok ciddi akademi ve organizasyon mevcuttur. Aynı zamanda bu bilim kuruluşları, bilimsel delillerin evrendeki kusursuz tasarımı ortaya koyduğunu göstermek için çalışmalarını sürdürmektedirler.
Günümüzde yaşayan ve bilimsel çalışmaları ile tanınan inançlı bilim adamlarından bazıları şöyledir:
Dr. Henry Fritz Schaefer
Schaefer, Georgia Üniversitesi’nde kimya profesörü ve Kuantum Kimya Merkezi’nin direktörüdür. Tam 5 kez Nobel ödülüne aday gösterilen Schaefer için dünyanın en nitelikli üçüncü kimyageri denmektedir. İnançlı bir bilim adamı olan Schaefer, bilimsel çalışmalarının amacının Allah’ı tanımak olduğunu şu sözleriyle ifade etmiştir:
Bilimin bir anlam kazandığı ve bana zevk verdiği anlar; kendi kendime ‘İşte bu Allah’ın yaratması” dediğim anlardır. 60
Isaac Bashevis Singer
Günümüz ünlü fizikçilerinden Singer, evrim teorisini reddeden ve Allah’a inanan bir bilim adamıdır. Verdiği bir konferansta evrim tezini şu ilgi çekici hikaye ile eleştirmiştir:
Bilim adamları şimdiye kadar hiçbir insanın ayak basmadığı ıssız bir ada keşfetmişler. Bu adaya ilk kez çıkan bilimciler gördükleri doğal hayattan oldukça etkilenmişler. Vahşi hayvanlarla balta girmemiş ormanlar onlara çok çarpıcı gelmiş. Sarp yamaçlara tırmanıp etrafı gözden geçirmişler. Adada en ufak bir uygarlık izi bulamamışlar. Tam gemilerine dönerlerken bir de bakmışlar ki kumsalda son model zarif bir kol saati duruyor. Hem de tıkır tıkır işliyor. Bilimciler için can sıkıcı bir durum. Bu saat buraya nereden geldi? Kesin olarak biliyorlar ki adaya kendilerinden önce hiçbir insanoğlu uğramamış. O halde ortada tek bir seçenek kalıyor. Bu saat, pahalı deri kayışı, değerli camı, akrep ve yelkovanı, pili ve diğer parçaları ile kendiliğinden şans eseri tesadüfen bu adaya geldi ve bu kumsala yerleşti. Başka alternatif yok!” Singer evrimcilerin içinde bulundukları yanılgıyı açıklamak için hikayesinin sonunda şöyle bir açıklama getirmiştir: “Her saati yapan bir saatçi vardır.” 61
Evrende var olan canlı ve cansız her varlık üstün bir tasarıma ve kusursuz bir düzene sahiptir. Dolayısıyla hiçbirinin varlığı tesadüflere dayandırılamaz. Her birinin üstün ve güçlü bir Yaratıcı’nın eseri olduğu açıktır. Günümüz bilim adamlarının büyük bir bölümü ise Singer’da olduğu gibi bu kusursuzluğu ve düzeni ortaya koyarak, hepsinin Allah’ın yaratışının eseri olduğunu insanlara göstermektedirler.
Prof. Malcolm Daneken Wintis
Huittin Üniversitesi’nde ve North Western Üniversitesi’nde tıp profesörü olan Prof. Wintis da evrenin ve insanın mutlaka üstün bir Yaratıcı tarafından var edildiğine inanmaktadır. Bu inancını şu sözleriyle belirtmiştir:
Fiziki metotları kullanarak diyebiliriz ki bütün esrarengizliğiyle beraber gökler ve yeryüzü, değişik şekilleriyle insan hayatı ve en sonunda çok yüce kapasitesiyle insanın kendi varlığı… Bütün bunların kendiliğinden ve tesadüfen meydana gelmiş olmasını düşünmek kadar karmaşık ve anlamsız bir düşünce olamaz. Öyleyse, evrene hükmeden bir zeka bulunmaktadır. Bütün bunların ardında bir Yaratıcı vardır. Madem ki insan, çevresinde bulunan değişik varlıklardan çok daha üstün bir yapıya sahiptir, öyleyse onun Yaratıcısı’na yönelmesi gerekir.62
William Phillips
Lazer ışınıyla atomları yakalama metotları geliştirdiği için daha 50 yaşına varmadan Nobel ödülü kazanan günümüz fizikçilerinden William Philips inançlı bir bilim adamıdır. Nobel ödülünü kazandıktan sonra katıldığı bir basın toplantısında şöyle demiştir:
Allah, bize içinde yaşayabileceğimiz ve keşfedebileceğimiz muhteşem bir dünya verdi.63
Prof. Will Draper
Iowa Üniversitesi’nde doktorasını yapan, California Üniversitesi’nde toprak bilimleri yardımcı profesörlüğü görevinde bulunan Prof. Draper, aynı zamanda Amerikan Toprak Bilimleri Enstitüsü üyesidir. Tüm evrenin kesinlikle tesadüfen oluşamayacağını ve bir Yaratıcı’nın eseri olduğunu Prof. Draper şu sözleriyle belirtmiştir:
Şurası muhakkaktır ki, gerek üstümüzdeki olağanüstü gökyüzünde olsun, gerek bize göre altımızdaki yeryüzünde olsun, herşeyde bir plan ve bir amaç vardır. Bu maksadı ve planı meydana getiren bir kuvvetin, yani sonsuz Yaratıcı’nın, varlığını inkara kalkışmak, akıl ve mantık kurallarıyla çelişir. Bu yazın, sararmış, boyunlarını bükmüş buğday başaklarıyla dolup-taşan ve bir buğday denizini andıran tarlayı gördüğü halde, onu eken bir çiftçinin bulunduğunu ve onun tarlanın yakınındaki bir kulübede veya başka bir yerde oturmakta olduğunu inkar edip kabullenmeyen kişinin düşebileceği çelişkiden, çok daha büyük bir çelişkidir.64
William Dembski
Günümüz matematikçi bilim adamlarından olan Dembski’nin araştırmaları aynı zamanda felsefeden ilahiyata kadar geniş bir alan içerir. Dembski, bilimin dünyayı anlamaya çalıştığını ve bilim adamlarının da ancak birer kaşif olduklarını savunur. Dembski’nin düşüncelerini ifade eden sözlerinden birkaç örnek şöyledir:
…Dünya, Allah’ın yaratmasıdır, bilim adamları ise dünyayı anlamaya çalışırken, Allah’ın düşüncelerini tekrarlarlar. Bilim adamları yaratıcı değil, kaşiftirler.
…Yaratılış her zaman Yaratıcı’nın varlığını gösterir.65
Prof. Steven Meyer
Whitewort Üniversitesi’nde felsefe profesörü olan Meyer, Yaratılışa inanan ve bu konuda pek çok eseri olan günümüz bilim adamlarındandır. Evrenin, bilinçli bir tasarımın ürünü olduğunu savunduğu sözlerinden birkaçı şöyledir:
Doğada akıllı tasarımın muhteşem kanıtlarını görürsünüz.66
İddia ediyorum ki ne tesadüfler, ne prebiotik doğal seleksiyon, ne de fiziksel-kimyasal gereklilik, ilk hücredeki bilginin kaynağını açıklayamaz. 67
Prof. Walter L. Bradley
Teksas Üniversitesi’nde mekanik mühendislik profesörü olan Bradley, “Hayatın Kökeninin Sırrı” adlı kitabın yazarlarındandır. Tüm evrenin, canlı cansız herşeyin bir tasarımın ürünü olduğunu ve bunun delillerinin her yerde olduğunu savunan Bradley, bir Yaratıcı’nın varlığına olan inancını şu sözleriyle vurgulamıştır:
1987 baharında bir iş için Cornell Üniversitesi’nde iken Hıristiyanlık ve bilim üzerine bir konferansım oldu. Bu konferansta bilimsel kanıtlarla Allah’ın varlığını gösterdim. 68
Bradley, bir başka ifadesinde de şunları söylemiştir:
Akıl Sahibi bir Yaratıcı olduğuna dair çok net deliller var. 69
Prof. Irrel Chister Rex
Washington Üniversitesi’nde ve Güney California Üniversitesi’nde yardımcı profesörlük, fizik doçentliği ve profesörlük yapan Prof. Rex aynı zamanda Amerikan Fizik Enstitüsü üyesidir. Tüm evrenin Allah tarafından yaratıldığına ve ona yine Allah’ın gücüyle hükmedildiğine inanan Prof. Rex, bu düşüncesini şu sözlerle dile getirmiştir:
Kainatın oluşunu açıklayan ve ona hükmeden kanunları belirten modern teoriler, Allah fikrinin dışında bir düşünceyle ortaya konduğu zaman, son derece karmaşık ve girift bir karanlık çıkmaza girerler. Ben şahsen Allah’ın varlığına inanıyor ve O’nun bu kainata hükmettiğini kabul ediyorum.70
Dr. Allan Sandage
Günümüzün en tanınmış gök bilimcisi olan Dr. Allan Sandage, sonradan dini kabul eden bir bilim adamıdır. 1998 yılında “Bilim Allah’ı Buluyor” kapak konulu Newsweek dergisine verdiği röportajda Sandage, dini kabul etmesini şöyle açıklıyordu:
Beni bu sonuca götüren, dünyanın bilimle anlaşılamayacak kadar karmaşık olmasıydı. Var oluşun sırrını anlayabilmem ancak imanla mümkün.71
Prof. Cecil Hamar
Saint Louis Üniversitesi’nde biyoloji profesörlüğü yapmış olan ve Haissburry Üniversitesi’nde biyoloji dersleri veren Hamar, Allah’a güçlü inancı olan günümüz bilim adamlarındandır. Hamar, inancını şu sözleriyle ifade etmiştir:
Bilim dünyasında gözümü nereye çevirsem yücelerin yücesi bir Yaratıcı’nın varlığını gösteren eşi bulunmaz kanun ve düzenler gördüm. Fevkalade üstün yaratılış örneklerine şahit oldum… Evet ben de inanıyorum Allah’ın varlığına. O’nun bu kainatı yaratıp koruduğunu ve herşeye gücünün yettiğini kabul ediyorum. Yalnız bu kadar da değil. İnsan denilen yaratığın bütün zerrelerini O’nun koruduğunu da kabul ediyorum.72
Prof. Paul Ernest
Saint Johannes Üniversitesi’nde yardımcı profesörlük yapmış olan, Amerikan Cerrahlar Birliği üyesi Prof. Ernest, yaptığı bilimsel çalışmalar sonunda güçlü bir Allah inancı kazanan bir bilim adamıdır. Prof. Ernest inancını şöyle açıklamıştır:
Ben Allah’a hiç kuşku duymadan kesin olarak inanıyorum. Ve bu inancım uğraştığım bilim dalının beni doğruladığı ve kuvvetlendirdiği bir imandır…
İşte soruya cevap veriyorum: Evet, kainatta bir Yaratıcı vardır.73
Prof. Lestergon Simurden
Bordeaux Üniversitesi’nde doktorasını yapan ve Cochin Üniversitesi’nde tarım ve matematik profesörü olan Prof. Simurden Allah inancını şu sözleriyle dile getirmiştir:
Hiç şüphesiz ki, herşey Allah’ın yüce kudreti ile meydana gelmiştir. Herşeye gideceği yolu gösteren ve çizen O’dur. Toprak ve bitkilerle ilgili araştırmalarımda derinleştikçe Allah’a imanım da o nisbette arttı…74
Enrico Medi
Ünlü İtalyan bilim adamı, 1971′de Roma’daki uluslararası bir konferansta, bir bilim adamının şahit olduğu mucizeleri ve ulaştığı sonucu şöyle açıklamıştır:
Uzayın ve zamanın dışında tüm varlıkların sahibi olan ve tüm varlıkları bu şekilde yaratan bir sebep var… Ve bu Yaratıcı Allah’tır.75
Prof. Wayne Old
Prof. Old, Columbia Üniversitesi’nde doktorasını yapmış ve New York jeo-kimya laboratuvarlarında araştırma şefi olarak çalışmıştır. Prof. Old bilimsel araştırmaların kişinin Allah inancını güçlendirdiğini şu sözleriyle belirtmiştir:
Şurası muhakkak ki bilgi basamaklarında ilerlemek, eşyanın meydana gelişinin keyfiyetini ve sebeplerini araştırıp soruşturmak, insan zekasını diğer varlıklardan ayıran en büyük ve en önemli niteliklerden birisidir. Kainatı bir kuvvetin yarattığını kabul eden ve ilmi incelemelerine bu imanla dalan bir ilim adamı, ilmi çalışmalarını devam ettirirken mutlaka Allah’a imanını artıracak delillerle karşılaşacaktır.76
Prof. Michael P. Girouard
Southern Louisiana Üniversitesi’nde biyoloji profesörü olan Michael Girouard, yaşamın tesadüflerle ortaya çıkamayacağına, yaşamın temeli olan proteinlerin ve hücrenin son derece karmaşık ve kusursuz yapılarının Allah tarafından yaratılmış olduğuna inanan günümüz bilim adamlarındandır.
Prof. Girouard, Bilim Araştırma Vakfı tarafından 5 Temmuz 1998 tarihinde düzenlenen “Evrim Teorisinin Çöküşü: Yaratılış Gerçeği” isimli II. Uluslararası Konferans’ta yaptığı “Yaşamın Tesadüflerle Ortaya Çıkması Mümkün mü?” başlıklı konuşmasında, inandığı bu gerçeği bilimsel verileriyle ortaya koymuş ve konuşmasını şöyle bitirmişti:
Canlıların yapısı bu laboratuvar deneyinde üretilenden çok daha karmaşık ve farklı bir yapıdır. Kimya ve fizik kanunlarına baktığımızda ve bu konuda yorumda bulunulmasını istediğimizde, laboratuvardaki kimya ve fizik kuralları bize şunu söylüyorlar: Mutlaka bir zeka olmalıdır, mutlaka Yaratıcı vardır, bu bilgiyi düzenleyen bir Yaratan vardır. Bu beyan hala dünyadaki en bilimsel beyandır. İşte fizik ve kimya kanunları bize kesinlikle şüphesiz bir biçimde şunu söylüyor ki; evrim ve cansızdan canlı oluşması mümkün değildir. İşte bilimsel kanıtlara dayalı olarak, bu sadece benim konuşmamın sonu değil, aynı zamanda evrimin de sonudur.
Prof. Edward Boudreaux
New Orleans Üniversitesi’nde kimya profesörü olan Edward Boudreaux, kimyasal elementlerin Allah tarafından canlılığın yaratılması için gerekli şekilde düzenlendiğine inanmaktadır. Prof. Boudreaux, 1998 yılında İstanbul’da düzenlenen “Evrim Teorisinin Çöküşü: Yaratılış Gerçeği” konulu uluslararası konferanslar dizisinin ikincisinde “Kimyadaki Dizayn” başlığı ile yaptığı konuşmasında şöyle demiştir:
İçinde yaşadığımız dünya ve bu dünyanın kanunları, biz insanların yaşamalarına en uygun biçimde Allah tarafından yaratılmıştır.
Prof. Kenneth Cumming
ABD Yaratılış Araştırmaları Enstitüsü’nden, biyokimya ve paleontoloji konularında dünyaca ünlü bilim adamı Prof. Kenneth Cumming, evrim teorisine karşı olduğunu ve Allah’ın varlığına inandığını şöyle ifade etmiştir:
Sanırım bu konudaki pek çok delil, teorinin değersizliğini ortaya koydu. Evrim adına ortaya konan deliller çürütülmeli ve evrimci düşüncenin çöküşü yönünde ortaya konmalıdır. Çevremizde gördüğümüz herşey, tüm varyasyonları ile yaratılışın birer parçasıdır ve hepsi çok üstün ve mutlak akıl sahibi bir varlık olan Allah tarafından yaratılmıştır.77
Prof. Carl Fliermans
Günümüzde ABD’nin en bilinen bilim adamlarından olan Prof. Fliermans, Indiana Üniversitesi’nde mikrobiyoloji profesörüdür. “Kimyasal atıkların bakteriler yoluyla nötralize edilmesi” konusunda Amerikan Savunma Bakanlığı’nın desteklediği araştırmaları yürüten Prof. Fliermans, İstanbul’da katıldığı “Evrim Teorisinin Çöküşü: Yaratılış Gerçeği” konulu konferansta biyokimyasal düzeyde evrimcilerin iddialarını çürüttüğü konuşmasında, Allah’a olan inancını şöyle ifade etmiştir:
Modern biyoloji canlıların asla evrimle ortaya çıkmadıklarını ispatlamakta ve Allah’ın üstün yaratışına delil oluşturmaktadır.
Prof. David Menton
“30 yıldan bu yana canlıların anatomilerini inceliyorum. Her araştırmamda karşılaştığım gerçek, Allah’ın kusursuz yaratışı oldu” sözleriyle Allah’a olan inancını dile getiren Prof. David Menton, Washington Üniversitesi’nde anatomi profesörüdür.
Prof. John Morris
Ünlü jeolog Prof. John Morris, ABD’de Yaratılışı savunan bilim adamlarının oluşturduğu en etkin kuruluş olan ICR (Institute for Creation Research – Yaratılış Araştırmaları Enstitüsü)’nin başkanıdır. Prof. Morris, Allah’a olan imanını ve evrim teorisinin bilim tarafından çürütüldüğünü bir konuşmasında şöyle belirtmiştir:
Bizler profosyonel ve doktora sahibi bilim adamları olarak dindarız ve Allah’a inanıyoruz, Allah’ın Yaratan olduğuna gönülden inanıyoruz. Yaratıcı olan, hayatımız üzerinde egemen olan ve bizim boyun eğmemiz gereken varlık Allah’tır. Hayatımızı O’na borçluyuz ve Allah’ı hoşnut etmekle mükellefiz.
Tarihin gerçeği yaratılıştır, evrim değildir. Bütün veriler bunu desteklemektedir. Pek çok bilim adamı şunu görmüştür ki, evrim tamamen bilimsel açıdan çürütülmüş bir kuramdur. Bilim adamları artık bu gerçeğin sonuçlarını yayınlamaktadırlar. Bizler de bu yayınlanmış bilgileri kullanarak daha iyi bir düşünüş tarzı, yani yaratılış düşünüş tarzını yayabiliriz. Ve sizler de diğer insanlara bu konuda bilgi verebilirsiniz. Bilime güvenmeliyiz ve yaratılışın doğru olduğunu söyleyen bilime güvenmeliyiz.78
Arthur Peacocke
Günümüzün tanınmış biyokimyagerlerinden ve aynı zamanda Ian Ramsey Centre’ın yöneticisi olan Arthur Peacocke Allah’a olan inancını şöyle dile getirmektedir:
Allah yaratır ve yaratılan dünyanın zamanının her anında vardır, Allah geçmişi ve geleceği ve şu andaki zamanı aşar; Allah ezeli ve ebedidir, çünkü O’nun var olmadığı hiçbir zaman yoktur ve gelecekte O’nun var olmayacağı hiçbir zaman olmayacaktır.79
Prof. Albert Macomp Winsthis
Texas Üniversitesi’nde doktorasını tamamlayarak Paylor Üniversitesi’nde biyoloji profesörü olan ve bir süre Florida İlimler Akademisi başkanlığı yapan Prof. Winsthis, bilimsel çalışmaların kendisinin Allah’a olan inancını kuvvetlendirdiğini şu sözlerle bildirmiştir:
Ben değişik bilim dallarında çalışma yapmış ve uzun yıllarını bu yola vermiş birisi olarak, bilim dünyasında Allah’a imanımı sarsacak hiçbir şeyle karşılaşmadığımı bütün samimiyetimle ifade ederim. Bilimsel çalışmalar benim Allah’a imanımı daha da kuvvetlendirdi. Ve eskisinden çok daha sağlam ve metin bir hale getirdi.
Şüphesiz ki bilim insanın Allah’ın kudret ve azametini daha fazla görmesine yardım etmektedir. İnsanoğlu kendi etüd ve çalışma sahasında yeni bir şey keşfettikçe Allah’a karşı imanı da fazlalaşır… İlmimiz ne kadar artarsa, Allah’ın yarattığı mahlukatı ne kadar iyi bilirsek, imanımız da o derece artacaktır.80
Mehdi Golshani
Tahran Teknoloji Üniversitesi’nde fizik profesörü olan Mehdi Golshani, Newsweek dergisinde yayınlanan bir röportajında Allah’a olan inancını ve bilimsel araştırmaların din ile bir bütün olduğunu şu sözleriyle ifade etmiştir:
Doğal olaylar Allah’ın evrendeki izleridir ve bunlar üzerinde çalışmak neredeyse dini bir vazifedir. Kuran insanlara “yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığımıza bir bakın” ayetini bildirmiştir. Araştırma “İbadet işidir, böylece Allah’ın yaratmasındaki mükemmelikler daha çok açığa çıkar.81
Prof. Edwin Faust
Oklohoma Üniversitesi’nde doktorasını yapmış ve aynı üniversitenin fizik bölümü öğretim üyeliği görevinde bulunmuş olan Prof. Faust maddenin yapı taşı olan atomların kendi kendilerine bir araya gelerek tüm evreni ve canlıları oluşturmasının kesinlikle mümkün olmadığını savunmakta ve şu sözleriyle Allah’ın varlığına inandığını dile getirmektedir:
Yaratıcı ve kainatı ilk baştan var eden Allah’tır. Bu ifadeler sadedir, ama sadeliğinin yanı sıra bir yücelik ifade eder. Çünkü Hakk’ın azametini ve kutsiyetini dile getirmektedir.82
Charles H. Townes
Lazeri keşfeden Townes, Berkeley Üniversitesi’nde araştırmalarına devam etmektedir. Townes, Allah inancını şu sözleriyle ifade etmiştir:
Dindar bir insan olarak, bir Yaratıcı’nın varlığını ve etkisini güçlü bir şekilde hissediyorum.83
John Polkinghorne
Cambridge Üniversitesi’nde özellikle parçacık fiziği konusunda uzman olan tanınmış fizikçi John Polkinghorne, Newsweek dergisiyle yaptığı röportajda Allah inancıyla ilgili olarak şu sözleri söylemiştir:
Doğa kanunlarının gördüğümüz evreni yaratmak için ne denli olağanüstü bir şekilde ayarlandığını fark ettiğinizde, evrenin öylesine oluşmadığı, arkasında bir amacın olduğu fikrini görüyorsunuz.84
Benim için, Allah’a inançtaki temel unsur, evrenin ardında bir düşünce ve amaç olmasıdır.85
Hugh Ross
Toronto Üniversitesi’nde fizik profesörü olan ünlü Amerikalı astrofizikçi Hugh Ross “Reasons to Believe” (İnanmak için Nedenler) adlı Yaratılışçı kurumun başkanıdır. Kozmoloji ve yaratılış arasındaki ilişkiyi ele alan birçok tanınmış kitabı vardır. Bunlara örnek olarak;, “The Creator and the Cosmos” (Yaratıcı ve Kozmos), “Creation and Time” (Yaratılış ve Zaman), “Beyond the Cosmos” (Kozmosun Ötesi) sayılabilir. Ross’un evrenin bir Yaratıcı tarafından var edildiğini savunan sözlerinden birkaç örnek şöyledir:
Eğer zaman ve madde patlamayla birlikte ortaya çıkmışsa, o zaman evreni meydana getiren nedenin, evrendeki zaman ve mekandan tamamen bağımsız olması gerekir. Bu bize Yaratıcı’nın evrendeki tüm boyutların üzerinde olduğunu gösterir.86
Akıllı ve üstün bir Yaratıcı evreni yoktan var etmiştir. Akıllı ve üstün bir Yaratıcı evreni dizayn etmiştir. Akıllı ve üstün bir Yaratıcı dünya gezegenini dizayn etmiştir. Ve yine akıllı ve üstün bir Yaratıcı hayatı tasarlamıştır.87
Prof. Dr. Duane Gish
California Üniversitesi’nde biyokimya profesörü olan Duane Gish, inançlı kişiliği ve evrim teorisine karşı mücadelesi ile tanınan önemli bir bilim adamıdır. Gish, dünya çapında katıldığı evrim teorisinin geçersizliğini anlatan konferanslarla ve dünyanın önde gelen evrimcileri ile yaptığı tartışmalarla bilim dünyasında adından sıkça söz ettirmektedir.
Prof. Gish, 1998 yılında ülkemizde düzenlenen “Evrim Teorisi’nin Çöküşü: Yaratılış Gerçeği” isimli konferanslara konuşmacı olarak 3 kez katılmıştır. Gish’in evrim teorisinin çökmüş bir teori olduğunu ve yaratılışa olan kesin inancını ifade ettiği sözlerinden biri şöyledir:
Evrim teorisi artık can çekişme noktasına gelmiştir. Yaratıcılık fikri ise sağlam delillerle izah ediliyor. Binlerce bilim adamı, yaratıcılık fikrini daha ikna edici buluyor. Bu sayı gün geçtikçe artıyor.88
Dr. Pierre Gunnar Jerlstrom
Griffith Üniversitesi’nde moleküler biyoloji profesörü olan Jerlstrom, konusunda pek çok araştırmaya imza atmış ve bu araştırmalarıyla bilimsel ödül almaya hak kazanmıştır. Çeşitli bilimsel dergilerde makaleleri yayınlanan Dr. Jerlstrom yaratılışa inanan bir bilim adamıdır. 89
Dr. Stephen Grocott
Western Avustralya Üniversitesi’nde endüstriyel kimya uzmanı olan Grocott, analitik ve endüstriyel kimya alanlarında, yıllarca çok geniş çaplı araştırmalar yapmıştır. Bu konuda pek çok makaleye imza atmış olan Grocott, önceleri evrimci bir bilim adamıyken, yaratılışın kesin delilleri karşısında evrim teorisini terk edip Yaratılışa inanmaya başlamıştır. Grocott yaratılışın delilleriyle ilgili birçok toplantıya konuşmacı olarak katılmıştır. 90
Dmitry Kouznetsov
Birçok bilim adamının, gördüğü bilimsel gerçekler karşısında Allah’a ve dine inanmaya başladıklarını savunan Rus bilim adamı Kouznetsov, evrimcilerle yaptığı bilimsel tartışmalarla da tanınmaktadır.91
Dr. Emil Silvestru
Babes-Bolyai Üniversitesi’nde yardımcı profesör olan Dr. Silvestru, mağaraların jeolojisi konusunda dünya çapında otorite olarak kabul edilmektedir. Uluslararası akademik dergilerde bilimsel yazıları yayınlanan ve dünyanın ilk mağara bilimi enstitüsünün başında bulunan Dr. Silvestru, yaratılışı savunan bilim adamlarındandır.92
Dr. Andre Eggen
Hayvan genetiği konusunda geniş çaplı araştırmaları olan genetikçi Dr. Andre Eggen şu anda Fransız Hükümeti için bilimsel araştırmalarını sürdürmektedir. Eggen, yaratılış gerçeğine inanan bir bilim adamıdır.93
Dr. Ian Macreadie
Dr. Macreadie, moleküler biyoloji ve mikrobiyoloji konularında çok önemli araştırmalara imza atmış ünlü bir bilim adamıdır. 60′dan fazla araştırmasıyla Macreadie, Avustralya Commonwealth Scientific and Industrial Research Organization’da (Avustralya Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Organizasyonu) Biyomoleküler Araştırma Enstitüsü’nün baş araştırma uzmanıdır. Yaratılışa inanan bu değerli bilim adamı, aynı zamanda Avustralya Mikrobiyoloji Derneği’nin verdiği en önemli ödülünün de sahibidir.94
Prof. Andro Cinovayivi
Dünyanın ünlü fizyoloji bilginlerinden olan Cinovayivi, 1925-1946 yılları arasında North Western Üniversitesi fizyoloji ve farmakoloji bölümü başkanlığı yapmıştır. 1946-1953 yılları arasında da Jenvi Üniversitesi’nde tıp fakültesi profesörlüğü ve dekanlık yapan Cinovayivi, daha sonra Chicago Üniversitesi’nde fizyoloji profesörlüğü görevi almıştır. “Kainatı yaratan bir Yaratıcı var mıdır?” sorusunu “Evet, ben O’nun varlığına inanıyorum” sözleriyle cevaplayan Cinovayivi, Allah inancını şu sözleriyle açıklamayı sürdürmüştür:
Ben Allah’ın varlığına kendi varlığım gibi ve elimle dokunduğum eşyanın varlığı gibi inanıyorum. Şüphesiz ki Allah’ın varlığına inanmam varlıklar alemine bir anlam kazandıran en üstün ve biricik düşünce yoludur. Allah’a iman, insan denilen varlığa madde ve enerji yığını olmaktan çok daha büyük bir anlam katar. Allah’ın varlığına iman, sevgi konusunda en yüce ve insancıl düşüncelerin kaynağıdır.95
Dr. Raymond Jones
Avustralya Devlet Araştırma Organizasyonu (CSIRO)’nda yıllarca hizmet vermiş olan araştırmacı bilim adamı Jones, tarımda Leucaena adı verilen bir problemi çözerek Avustralya çiftçilik endüstrisine milyonlarca dolar kazandırmasıyla tanınmaktadır. Jones yaratılışa inanan bir bilim adamıdır.96
Jules H. Poirier
Elektronik alanında tasarım mühendisi olan Poirier, Amerikan Devleti için yüksek güçte savunma ve uzay projeleri tasarımında çalışmaktadır. California Üniversitesi’nde elektronik mühendisliği, fizik ve matematik alanlarında çalışan Poirier’nin tasarımları Amerika’nın pek çok uzay ve savunma programında kullanılmıştır. Poirier canlılarda gördüğü üstün akıl örnekleri karşısında, bunların bir Yaratıcı tarafından yaratıldıklarını fark etmiştir. Poirier bu konuda, monark kelebeklerindeki inanılmaz tasarım örneklerini ele aldığı From Darkness to Light to Flight: Monarch-the Miracle Butterfly yazmıştır.97
Michael J.Behe
Evrenin ve tüm canlıların akıllı bir tasarımın ürünü olduklarını savunan en ünlü bilim adamlarından bir diğeri de Michael J.Behe’dir. Behe, Pennsylvania’da Lehigh Üniversitesi’nde biyoloji profesörüdür. The New York Times ve Boston Review gibi ünlü gazetelerde pek çok makalesi yayımlanan Behe “Darwin’s Black Box” (Darwin’in Kara Kutusu) isimli kitabın da yazarıdır. Evrim teorisinin biyoloji açısından kabul edilmesi imkansız bir teori olduğunu kanıtlayan bu kitap, uluslararası alanda 80′den fazla baskı yapmıştır.
Behe “indirgenemez komplekslik” adını verdiği bir kavramla evrim teorisinin imkansızlığını kanıtlamaktadır. Bu fikre göre, canlı bedenlerindeki pek çok organ, pek çok farklı parçanın bir arada ve uyum içinde çalışmasıyla işlev görmektedir. Eğer bir parça işlevini kaybederse bu bütün organizmaya yansıyacak ve canlı fonksiyonlarını yitirecektir. Bu yüzden tesadüfi ya da aşamalı bir varoluşun söz konusu olması mümkün değildir.
Michael Behe, “Darwin’in Kara Kutusu” isimli kitabında şöyle demektedir:
Bunlar doğanın kanunları tarafından, tesadüfler sonucu veya bir ihtiyaçtan dolayı tasarlanmamıştır; aslında bunlar önceden planlanmıştır. Tasarımı yapan ise, sistemlerin en son halinin nasıl olacağını en iyi şekilde bilmektedir; bu nedenle sistemlerin oluşacağı her adım da planlanmıştır. Yeryüzündeki hayat da en basit örneğinden en kritik parçalarına kadar, bu akıllı dizaynın sonucudur. Akıllı dizaynın sonucu aslında tüm gerçekliğini kendi içinde barındırmaktadır. Biyokimyasal sistemlerin akıllı bir tasarımcının eseri olduğunu anlamak için, yeni bir prensibe dayalı mantık veya bilim de gerekmemektedir. Son kırk yıl içinde biyokimya dalında yapılan çalışmalar zaten bu gerçeği görmeye yeterlidir ve ortaya konanlar da günlük hayatımızda rasladığımız unsurlardır.98
Philip Johnson
Chicago Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan Johnson, evrim teorisinin ideolojik yanını içeren pek çok araştırmanın da sahibidir. Johnson bu konuda “Darwin on Trial”, “Reason in the Balance”, “Objection Sustained” isimli üç kitabın ve ayrıca kriminal hukuk üzerine 3 kitap ve pek çok makalenin yazarıdır. Evrim teorisine karşı verdiği büyük mücadele ile tanınan Johnson, aynı zamanda Allah’a iman eden bir bilim adamıdır. Johnson’ın Allah inancını ifade ettiği sözlerinden bazıları şöyledir:
Dindar biri olarak Allah’ın varlığına ve yaratıcılığına inanıyorum.99
…Materyalist evrime meydan okumayı ilerletmek istiyorum. Gelin Yaratanın etrafında birleşelim.100
Charles Birch
Avustralya Sydney Üniversitesi profesörlerinden olan Birch, yaratılışa olan inancıyla tanınan bir bilim adamıdır. 1990 yılında, dine çeşitli hizmetlerde bulunan bilim adamlarına verilen “Dinde İlerleme için Templeton Ödülü”nü almıştır. Birch, Allah inancını şu sözleriyle ifade etmiştir:
…Bütün değerlerin kaynağı olan Allah, ‘insana ellerinden ve nefes almaktan da yakındır.’ Allah’ın varlığı gerçektir.101
Allah hem dünyayı yaratan, hem de dünyayı yaşatandır.102
S.Jocelyn Bell Burnell
İngiltere Açık Üniversitesi’nde fizik profesörü ve Fizik Bölümü’nün başkanı olan Burnell, aynı zamanda Atarca yıldızını keşfeden astronotlardan biridir. Allah inancına sahip olan Burnell, bu inancını şu sözlerle dile getirmiştir:
…Güçlü, herşeyden haberdar olan, aynı zamanda da koruyan ve bağışlayan Allah’a inanıyorum…103
…Tek bir Allah’ın var olduğundan eminim…104
Prof. Owen Gingerich
Harvard Üniversitesi’nde astronomi ve bilim tarihi profesörü olan Gingerich, Allah inancına sahip olan bir bilim adamıdır. Gingerich dini duygularını şu sözleriyle ifade etmiştir:
…Evrenin yaratılışını planlayan ve yöneten, Üstün bir Akıl Sahibi olan Allah’a inanıyorum…. İnsanlığın yaratılışının evrenin ana prensibi olduğuna ve insanlığın özellikle bilinç, vicdan ve ahlaken doğruyla yanlışı ayırt etme özgürlüğüyle Allah’ın tecellisi olarak yaratıldığına inanıyorum.105
Prof. Carl Friedrich von Weizsacker
Almanya’da Max-Planck-Gesellschaft Üniversitesi’nde fizik profesörü olan Weizsacker, Allah inancını şu sözleriyle ifade etmiştir:
…Kesin olarak emin olduğum konulardan biri Allah’ın varlığıdır.106
Prof. David Berlinsky
Princeton Üniversitesi’nde matematik profesörü olan Berlinsky, canlıların evrimleşmediklerini, tam tersine akıllı bir tasarımın ürünü olduklarını savunmuştur. Berlinsky bu tasarımın sahibinin Allah olduğunu pek çok sözünde de ifade etmiştir. Berlinsky’nin bu düşüncelerini dile getiren sözlerine aşağıdaki örnekleri verebiliriz:
…Yaşamın yapısı komplekstir ve kompleks yapılar dikkatli bir dizaynla yapılır. Tek bir yüksüğü yapmak için bile akla ihtiyaç vardır: O zaman yaşamda meydana gelmiş olan şeyler niçin farklı şekilde oluşsun?107
Moleküler biyoloji, yaşayan bütün canlıları Allah’ın yarattığını göstermektedir.108
Prof. William Lane Craig
Birmingham Üniversitesi’nde felsefe ve Münih Üniversitesi’nde ilahiyat profesörü olan Craig, evrenin Allah tarafından, belirli bir amaçla yoktan var edildiğine inanmaktadır. Craig’in bu konudaki görüşlerini şu sözleri yansıtmaktadır:
Evrenin varlığının bir sebebi vardır. Evrenin sebebinin tek bir Yaratıcı olduğuna inanıyorum. Yoksa geçici bir etki sonsuz bir etkiden nasıl oluşabilir?.. Hem felsefi alanda hem de bilimsel alanda evrenin başlangıcı olduğu anlaşılıyor. Var olan bir şey, varlığının sebebine sahiptir. Bu sebep, sebepsiz, sonsuz, değişmeyen, zamansız ve maddesizdir. Ve bağımsız bir irade vardır. Sonuç olarak Allah’ın varlığına inanmanın mantıklı olduğuna inanıyorum.109
Gerçekte, “hiçlikten sadece hiçlik çıkar” kuralına uygun olarak, Big Bang’in doğaüstü bir sebebi olmalıdır. Patlama öncesindeki tekillik, her türlü zaman-mekan kavramlarının sona erdiği sınır olduğuna göre, Big Bang’in fiziksel bir sebebi olması imkansızdır. Aksine, Big Bang’in nedeninin, fiziksel uzay ve zamanı tümüyle aşmış, evrenden tamamen bağımsız ve akıl almayacak derecede kudretli olması gerekmektedir. Dahası, bu sebep, kendi bağımsız iradesine sahip olan bilinçli bir varlık olmalıdır… Dolayısıyla evrenin kökeninin sebebi, evreni sırf kendi iradesi ile belirli bir zaman önce var eden bir Yaratıcı dır.110
Dr. Kurt Wise
Byan College’da Matematik ve Doğal Bilim Bölümü’nde yardımcı profesör olan paleontolog Kurt Wise, evrim teorisine karşı olması ve güçlü Allah inancı ile tanınmaktadır. Dr. Wise, Allah’a olan inancını şu sözleriyle dile getirmiştir: “Yaratılış bir teori değildir. Allah’ın evreni yaratmış olması bir teori değil, gerçeğin kendisidir….”111
Siegfrid Hartwig-Scherer
Zürih Üniversitesi’nde Antropoloji profesörü olan Scherer “Ramapithecus-Progenitor of Humans?” isimli kitabın yazarıdır. Çalışmalarında, fosil kayıtlarının evrim teorisini çürüttüğünü, maymunların insanların atası olmadığını ortaya koyan Scherer, canlıların bir Yaratıcı’nın eseri olduklarını savunmaktadır. 112
J.P. Moreland
Güney California Üniversitesi’nde Felsefe profesörü olan Moreland, “Hıristiyanlık ve Bilimin Doğası” ile “Yaratılış Hipotezi” isimli kitapların yazarı, inançlı bir bilim adamıdır. 113
Paul A. Nelson
Chicago Üniversitesi’nde Biyoloji Felsefesi profesörü olan Nelson, canlıların bir akıllı tasarımın ürünü olduğunu savunan bilim adamlarındandır.114
Prof. Jonathan Wells
Yale Üniversitesi’nde Din İşleri Profesörü ve Berkeley Üniversitesi’nde Moleküler ve Hücre Biyolojisi Profesörü olan Wells, “Charles Hodge’s Critique of Darwinism”(Charles Hodge’ın Darwinizm Kritiği) isimli kitabın yazarıdır. Wells, bilimdeki son gelişmelerin canlıların bir tasarımın ürünü olduklarını gösterdiğini savunmaktadır.115
Dr. Don Batten
Bitki fizyolojisiyle ilgili birçok araştırması olan ve bu araştırmalarıyla pek çok akademik ödüle layık görülen Dr. Batten, Allah’ın varlığına inanan dindar bir bilim adamıdır. Kendi alanı olan bitki fizyolojisinin yanında, yeryüzündeki yaratılış delillerini ele aldığı pek çok kitap ve makalesi yayınlanmıştır. Ayrıca dünya çapında yaptığı turlarda “Yaratılış Konusunda Cevaplar” başlığı ile konferanslar vererek, bilim adamı olmayanların da anlayabilecekleri bir dilde insanlara Allah’ın yaratış delillerini anlatmaktadır. Avustralyalı bilim adamı ilk turunu 1995 yılında İngiltere’de düzenlemiştir. 116
Dr. John Baumgardner
California Üniversitesi’nde Jeofizik ve Uzay Fiziği bilim dallarında yardımcı profesör olan Dr. Baumgardner evrim teorisi üzerine kurulu bir eğitim almasına rağmen, teorinin çıkmazda bulunduğu noktalar üzerine yaptığı araştırmalar kendisinin bu teoriyi reddetmesine ve Yaratılışı kabul etmesine neden olmuştur.117
Prof. Dr. Donald Chittick
Oregon State Üniversitesi’nde kimya profesörüdür ve ayrıca yaptığı çalışmalar nedeniyle birçok ödüle layık görülmüştür. Yaratılışa inanan Chittick “Yaratılışın Delilleri”, “Yaratılış ve İlkel Dünya” gibi pek çok konuda yaratılış seminerlerine konuşmacı olarak katılmaktadır.118
Dr. Werner Gitt
Alman Federal Fizik Enstitüsü’nde profesör ve direktör olan Dr. Gitt, enformasyon, matematik ve kontrol mühendisliği konularında pek çok bilimsel makale yazmıştır. Aynı zamanda Yaratılışa inanan Dr. Gitt’in evrim teorisini eleştirdiği pek çok kitabı vardır: “Did God Use Evolution” (Allah Evrimi Kullandı mı?), “In the Beginning was Information” (Başlangıçta Bilgi Vardı), “Stars and their Purpose: Signposts in Space” (Yıldızlar ve Amaçları: Uzaydaki Kılavuzlar) ve “If Animals Could Talk” (Eğer Hayvanlar Konuşabilselerdi) bu kitaplara örnek verilebilir.119
Dr. Gary E. Parker
Ball State Üniversitesi’nde biyoloji, fizyoloji ve jeoloji bilim dallarında profesör olan Parker, kariyerine başladığında bir evrimciydi. Yaratılışın güçlü bilimsel delilleri karşısında evrim teorisini terk eden Parker, Yaratıcı’nın varlığını kabul etmiştir. Biyoloji ve Yaratılış bilimi konusunda yayınlanmış birçok kitabı olan Parker, şu anda Yaratılış bilimi ile ilgili seminerlere konuşmacı olarak katılmaktadır.120
Dr. Margaret Helder
Alberta Yaratılış Bilimleri Derneği’nin başkanı olan, önemli bilim adamı, botanikçi Dr. Helder, yaratılışa inanan kadın bilim adamları arasında belki de en aktif olanıdır. Çevremizde gördüğümüz yaratılış delillerini içeren pek çok makale yazmıştır.121
Prof. Dr. Jonathan D. Sarfati
Wellington Victoria Üniversitesi’nde kimya profesörü olan Sarfati, yaptığı pek çok araştırmayla akademik ödüller kazanmıştır. Sarfati de evrim teorisini savunmayı terk ederek Yaratılışa inanmaya yönelen bilim adamlarındandır. 122
Prof. Robert Matthews
Oxford Üniversitesi fizik profesörlerinden Robert Matthews, 1992′de yazdığı kitabında Allah’ın yaratış mucizesini şöyle ifade etmişti:
Bütün bu işlemler mükemmel bir harmoniyle önce tek bir hücreden, canlı bir bebeğe; daha sonra küçük bir çocuğa, nihayet yetişkin bir insana kadar süregelir. Bütün bu olaylar, biyolojinin bütün safhalarında görüldüğü gibi ancak bir mucize ile açıklanabilir. Nasıl olur da böylesine mükemmel ve kompleks bir organizma, bu kadar basit ve küçük bir hücreden ortaya çıkabilir? Küçücük bir (i) harfinin üstündeki noktadan da küçük bir hücreden, muhteşem bir İNSAN yaratılır? Bu mucizeden başka bir şey değildir.123
Dr. Claude Tresmontent
Paris Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren Dr. Claude Tresmontent, Realities adlı dergide yayınladığı açıklamasında yaratılışa olan inancını ve Dünya’nın varoluşunun tesadüflerle gerçekleşemeyeceğini şöyle belirtmiştir:
Dünyamızın yaratılışını hiçbir şans teorisi açıklayamaz. Şansla canlı varlıkların yaratıldığını iddia etmenin hiçbir anlamı yoktur.124
Dr. Don Page
Don Page, 1976 yılında California Teknik Enstitüsü’nde fizik ve astronomi konusunda doktora yapmış, ünlü bilim adamları ile birlikte çalışmıştır. Page, evreni anlamanın Allah’ın aklını ve gücünü anlamada yardımcı olacağına, ancak Allah’ın aklının ve gücünün anlaşılmasının, evren ile sınırlı kalamayacağına inanıyordu.125
Dr. Andrew Snelling
Yardımcı Jeoloji profesörü olan Dr. Snelling, CSIRO, ANSTO gibi ünlü araştırma grupları ve Amerikalı-İngiliz-Japon-İsviçreli birçok bilim adamı ile birlikte araştırma projelerine katılmıştır. Bu araştırmaları bilimsel makalelerle birçok uluslararası bilimsel dergide yayınlamıştır.
Yaratılış bilimine olan katkılarından ötürü birçok kez ödüllendirilen Snelling’in, canlılardaki yaratılış örneklerini ele alan pek çok makalesi vardır.126
Dr. Carl Wieland
Dr. Wieland, Yaratılışın bilimsel delilleri hakkında aranan bir konuşmacıdır. Yaratılışın delillerini ele aldığı sayısız makalesi çeşitli uluslararası dergilerde yayınlanmıştır.127

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder